1951 yılında Tokat ili Zile kazası Çakırcalı köyünde dünyaya geldim. Çocukluk ve gençlik yıllarımın çoğu köyde geçti. Bağ, bahçe ve tarla işlerinde uğraştım. Babam Kanber Avcu aşıktı. Bende babamdan ilham alarak 11-12 yaşlarında saza heves edip bende saz çalmaya türkü söylemeye başladım. İlkokulu köyüm çakırcalıda bitirdim. Orta okulu ve lise tahsilimi zilede tamaladım. Bir ara Avusturyaya giderek Viyana şehrinde 15 ay kaldım. Oradan döndükten sonra özlem pilak şirketinde bir plak doldurdum. 1974-1975 yıllarında askerlik görevimi yaptım. 1977 yılında özel bir bankaya girerek çalışmaya başladım ve aynı yıl evliliğimi gerçekleştirdim. Bir kız, bir erkek 2 çocuk babasıyım. 1976 yılında babamı 2003 yılında annemi kayıp ettim. 1996 yılında aynı bankadan emekli oldum. İstanbulda ikamet etmekteyim.
Eserleri
DÜRZÜ
Kırdıkların kırkı geçti bilirim
Niye halden anlamadınki dürzü
Sevgi nedir sevmek nedir bilirsin
Niye halden anlamadıki dürzü
Evinbarkın viran olsun yıkılsın
Yüreğine yağlı kurşun sıkılsın
Benimgibi umutların yıkılsın
Niye halden anlamadınki dürzü
Gönül sarayımı eyledin viran
Sanada kalmazki bu dünya yalan
Ölmüyede sürünesin birzaman
Niye halden anlamadıki dürzü
BAHATTİNİM yanıyorum derinden
Ciğerimi sküp aldın yerinden
Oysa çok sevmiştim canı gönülden
Niye halden anlamadınki dürzü.
BOYNOZLU
Yularını Kırmış Kaçmış
Dodurgada Bir Boynozlu
Dörtbir Yana Zarar Açmış
Dodurgada Bir Boynozlu
Ha Boynozlu Kaz Boynozlu
Defterine Yaz Boynozllu
Ayağında Nalları Var
Boğazında Çanları Var
Ne Sığırdır Nede Davar
Artovada Bir Boynozlu
Ha Boynozlu Kaz Boynozlu
Defterine Yaz Boynozlu
Anlında Vardır Alası
Kendine Benzer Balası
Dodurganın Yüz Karası
Dodurgada Bir Boynozlu
Ha Boynozlu Kaz Boynozlu
Defterine Yaz Boynozlu
Bahattin Uzatma Sözü
Tükürsen Utanmaz Yüzü
Yol Bilmez Yaban Domuzu
Dodurgada Bir Boynozlu
Ha Boynozlu Kaz Boynozlu
Defterine Yaz Boynozlu
UNUTAMAM
Aylar deyil yıllar gecse
Unutamam seni yarim
Mezarımda otlar bitse
Unutamam seni yarim
Olmuşum bir seher yeli
Esiyorum deli deli
Ölmeden öldürdün beni
Unutmak zor seni yarim
Derde düştüm oldum verem
Eriyorum direm direm
Sen aslısın bende kerem
Unutamam yarim seni
Bahattinim dünya yalan
Bir baksana varmı kalan
Beni dertten derder salan
Unutmak zor seni yarim
DOST BULAMADIM
Şu gönlüme göre bir dost aradım
Dostu candan seven dost bulamadım
Gönül verdiklerim küstü darıldı
Dostu candan seven dost bulamadım
Bir güze simadır aklımı alan
Aşkın hançerini sineme salan
Varmıdır dünyada gerçek dost bulan
Ben dostu bilirim can ile canan
Dostun kitabında yazarmı yalan
Gösterir kendini gerçek dost olan
Dostu candan seven dost bulamadım
Yıllar yılı hep ağladım gülmedim
Geçti ömrüm kıymetini bilmedim
Yalan dünya bir sefanı sevmedim
Dostu candan seven dost bulamadım
Bahattin Avcuyum sıkılır canım
Şu dünyaya geldiğime pişmanım
Dostuma dost düşmanıma düşmanım
Dostum candan seven dost bulamadım
NAZARDAN SAKLASIN ALLAH BU KÖYÜ
Çakırcalı köyü bir dağlık gibi
Ne kamyonu işler nede bir jipi
Kış gelince evleri tutuyor tipi
Nazardan saklasın allah bu köyü
Sarı kayada vardır üç dört bağları
Kış gelince halay çeker dağları
Haziranda anca erir karları
Nazardan saklasın Allah bu köyü
Silisi sorarsan ovadır ova
Temecik kimseyi koymuyor dağa
Gederik silahla düşerler ava
Nazardan saklasın Allah bu köyü
İşte böyle dostlar sözün gereği
Göçennili kıyak yapar böreği
Bunlar mekan tutmuş kızıl dereyi
Nazardan saklasın Allah bu köyü
Yakın çevreleri övdük epeyi
Perpınarda birkaç köyün güneyi
Bunlar mekan tutmuş taşlı tepeyi
Nazardan saklasın Allah bu köyü
Bahattinim dinlen benim sözümü
Alibağlı sever kuru üzümü
Mekan tutmuş bir yörebir yüzünü
Nazardan saklasın Allah bu köyü
ARAMADIN SORMADIN
Sevmeseydim aramazdım sormazdım
Feryat edip saçlarımı yolmazdım
Seni böyle acımasız sanmazdım
Birgün olsun aramadın sormadın
Şu gönlümün düzenini sen bozdun
Kalem alıp kaderimi sen yazdın
Sen öldürdün mezarımı sen kazdın
Birgün olsun aramadın sormadın
Gözyaşlarım yağmur gibi sel gibi
Murat alıp gidemedim el gibi
Bütün senelerim geçti yel gibi
Birgün olsun aramadın sormadın
Bahattinim kemer olsam belinde
Sen beni bıraktın elin dilinde
Değiştinmi şu gavurun elinde
Birgün olsun aramadın sormadın
GEL DİYE YAZMIŞ
Acele bir mektum aldım o yarden
Gözlerimin yaşı sel diye yazmış
Tokat ellerinden bizim diyardan
Bekletme yolları gel diye yazmış
Zalim felek devre yazmış kalemi
Ahu zarım aldı bütün alemi
Gurbet ellerinde kesme selamı
Uçan kuşlarınan sal diye yazmış
Ekin ektim yapamadım harmanı
Yar kesildi dizlerimin dermanı
Bahar geldi bizim köyün zamanı
Yalınız yaşamak zor diye yazmış
Bahattinim çok özledim sılayı
Zalim felek fazla açtı arayı
Yıkılsın gurbetin tahtı sarayı
Yanıyor içerim kor diye yazmış
SEBEB ONMASIN
Karşıki dağların ekini seyrek
Ayrılık derdine dayanamaz yürek
O yar ile demi devran sürmeden
Girdi aramıza ayırdı felek
Karmı yağdı yüce dağın başına
Dayanılmaz baranına kışına
Ölüm deyil ayrılıktan korkardım
Akıbeti oda geldi başıma
Bahattinim bir yüzek vuruldum
Bu sevdayı çeke çeke yoruldum
Ne mektup gönderdi ne selam saldı
Nasıl edem ben o yare darıldım
DURAMIYORUM
Ela gözlerine gurban olduğum
Ben seni görmeden duramıyorum
Düşmüş ateşine yandıkça yanar
Bu gönüle zincir vuramıyorum
Sana olan sevgim yüceden yüce
İsmini dilimde eyledim hece
Sana bir sözüm var inceden ince
Darılırsın diye soramıyorum
Ne gündüzüm gündüz, ne gecem gece
Bir yara açtınki geniş derince
Mecnun gibi dolaşırım delice
Bir türlü kendime gelemiyorum
Bahattinim ateş oldum kor oldum
Yağmur oldum dolu oldum kar oldum
Yar sevdanı çeke çeke yoruldum
Derdime bir çare bulamıyorum
ZİLEM
Ne güzelsin sen Zilem
Sen gibi adın güzel
Çalmak pekmez leblebin
Tarihin şanın güzel
Zile güzelsin zile
Dilde gezersin zile
Vilayetin tokattan
İnan güzelsin zile
Dalda kirazın güzel
Baharın yazın güzel
Yeşil cennet gibisin
Davulun sazın güzel
Zile güzelsin zile
Dilde gezersin zile
Vilayetin tokattan
İnan güzelsin zile
Ulu cami uludur
İslamiyet yolundur
Belediye sarayı
Zilemizin gülüdür
Zile güzelsin zile
Dilde gezersin zile
Havanla suyun güzel
Geçmişin soyun güzel
Semaverler yakılır
İçilin çayın güzel
Gezirlere gidilir
Gezip seyran edilir
Kazan kazan yenilir
Meşhurdur batın güzel
Gezirlere gidilir
Gezip seyran edilir
Kazan kazan yenilir
Meşhurdur batın güzel
Alınteri kokuyor
Ekmeğinde aşında
Vidi vici yazıyor
Kalendeki taşında
BİR YANDA
Dünya benim sana aklım ermiyor
Akıllın bir yanda delin bir yanda
Al yeşi giyinmiş bezenmiş dağlar
Dikenin bir yanda gülün bir yanda
Kimi ağadır kimi paşa
Kimi dertleriyle kalmış baş başa
Kiminde gözyaşı kiminde neşe
Ağlayan bir yanda gülen bir yanda
Kimi servetine servet katıyor
Kimi meteliğe kurşun atıyor
İnsan oğlu doğru yalan sapıyor
Zenginin bir yanda fakir bir yanda
Kimisi göz dikmiş dünya malına
Kimiside yanmış aşkın narına
Mevlam ne sevdalar vermiş kuluna
Sevilen bir yanda seven bir yanda
Bahattin Avcuyum yaram derinde
Hırsızın haydudun kaldık elinde
Kimi cellat olmuş silah belinde
Öldüren bir yanda ölen bir yanda
GEÇİRDİM ÖMRÜMÜ
Bir beladır başımızda dönüyor
Tehlike lambası yanıp sönüyor
Artık yavaş yavaş zaman geliyor
Geçirdim ömrümü yalan dünyada
Bütün ömrüm geçti gurbet ellerde
Mecnun oldum sahralarda çöllerde
Dikenli yollarda viranelerde
Geçirdim ömrümü yalan dünyada
Ne günler geçirdim aklı karalı
Bazen gözü yaşlı bazen yaralı
Hayat defterinde dertler sıralı
Geçirdim ömrümü yalan dünyada
Bahattinim derki olan olacak
Kime kaldı dünya kime kalacak
Ömrümün güneşi battı
Geçirdim ömrümü yalan dünyada
KEÇECİ BABA
Dertliyim derdime derman ararım
Derdime bir derman keçeci baba
İçerime bir köz düştü yanarım
Derdime bir derman keçeci baba
Sen velisin ululardan gelirsin
Gönüllerin sultanısın pirisisin
Sen dertlerin dermanına bilirsin
Derdime bir derman keçeci baba
Kapandı kapılar kaldım naçarım
Kanat versen havalanır uçarım
Sana geldim ellerimi açarım
Derdime bir derman keçeci baba
Bahattinim gözlerimin nurusun
Aslın ulu ululardan ulusun
Erenlerin rehberisin yolusun
Derdime bir derman keçeci baba
PİŞMAN ETMEYİN
Bir insan dünyaya bir kere gelir
Doğduğuma pişman etmeyin beni
Çabuk gelir geçer sayılı günler
Doğduğuma pişman etmeyin beni
Yaralı sineme hançer vurmayın
Hayasızca onurumu kırmayın
Zaten felek vurmuş sizde vurmayın
Doğduğuma pişman etmeyin beni
Sevgi tarlasına nefret ekmeyin
İnsan olun hayasızlık etmeyin
Gönül bahçesine diken dikmeyin
Doğduğuma pişman etmeyin beni
Akımatın gözlerimin yaşını
Zehir etmen ekmeğimi aşımı
Hangi taştan taşa vuram başımı
Doğduğuma pişman etmeyin beni
Bahattinim kanayan bir yarayım
Bilmiyrum hangi derde yanayım
Dokunmayın doya doya ağlayım
Doğduğuma pişman etmeyin beni
GÖRESİM GELDİ
Baba ocağını bizim elleri
Gine hatırladım göresim geldi
Kerpiç duvar, üstü çorak köyleri
Gine hatırladım göresim geldi
Yıkılası dağlar kesti arayı
Gurbet elde çok özledim sılayı
Turhal, Tokat artovayı zileyi
Gine hatırladım göresim geldi
Dertliyim gamlıyım ezelden beri
Bir güzel uğruna koydum bu seri
Tokat ellerinde sevdiğim yari
Gine hatırladım göresim geldi
Bahattin taşıma baykuşlar konar
Gözlerim kan ağlar içerim oynar
Gözünü sevdiğim yukarı pınar
Gine hatırladım göresim geldi.
HANİYA
Yel gibi geçiyor zaman durmadan
Haniya seneler yıllar haniya
Bir şey anlamadım yalan dünyadan
Haniya seneler yıllar haniya
Deli gönlüm boş hayalle avundu
Gülüm soldu fidanlarım kırıldı
Bir zalımın sevdasıyla yoruldu
Haniya seneler yıllar haniya
Bahattin Avcuyum kan doldu gözüm
Ateş düşmüş gibi yanıyor özüm
O hayırsız yare geçmedi sözüm
Haniya seneler yıllar haniya
BİLİNMEZ
Şu bendeki figanmıdır zarmıdır
Benim gibi bahtı kara varmıdır
Yar sevdası kolaymıdır zormudur
Bir zalima düşmeyince bilinmez
Yar yoluna giden yolcu yorulmaz
İzinsiz bahçenin gülü derilmez
Yara gider ama izi silinmez
Oda baştan geçmeyince bilinmez
Bahattinim felek yıktı bendimi
Ben kendimde bulamadım kendimi
Kimse bilmez kimselerin derdini
Oturupta içmeyince bilinmez
BENDEKİ
Sevda serimden gitmiyor
bir belalı baş bendeki
Feryadım ahım bitmiyor
Bahar deyil kış bendeki
Yağmalandım talan oldum
Ateş düştü yanar oldum
Gerçeğidim yalan oldum
Hayal deyil düş bendeki
İçim yanar gönlüm hasta
Kar isterim ağusdosta
Gündüzüm yok gecem yasta
Kara sevda aşk bendeki
Bahattinim olan oldu
Geçmez günler zaman durdu
Gelen vurdu giden vurdu
Onu sevdim suç bendeki
KÖYÜM ÇAKIRÇALI
Bülbül gimiş gülü solmuş
Damlarına baykuş konmuş
Hep yıkılmış viran olmuş
yazık olmuş köyümüze
Sürülmez olmuş tarlası
Yaylanmaz olmuş yaylası
Kalmamış eski havası
Yazık olmuş köyümüze
Tütmez baca ocak sönmüş
Kimi hasta kimi ölmüş
Savaş meydanına dönmüş
Yazık olmuş köyümüze
Kurumuş ulu çınarı
Güzelsiz kalmış pınarı
Göçmüş BAHATTİNİN yari
yazık olmuş köyümüze
Çalışırdık kazma kürek
yapılırdı börek çörek
gözlerin kör olsun felek
Biz bu köye nasıl dönek
SÜRÜNESİN
Gargalar oysun gözünü
Şeytanlar görsün yüzünü
Niye tumadın sözünü
Sürünesin sürünesin yar
Harmanını yeller alsın
Benim gibi için yansın
Muradın gözünde kalsın
Sürünesin sürünesin yar
Kör olasın görmüyesin
Murat alıp gülmüyesin
Ettimde buldum diyesin
Sürünesin sürünesin yar
Genç yaşında dul kalasın
Ben yandım sende yanasın
BAHATTİNE KUL OLASIN
Sürüm sürüm sürünesin yar
SEVDAN BENİ
Nerden çıktın sen karşıma
Dünyayı yıktın başıma
Merhamet et göz yaşıma
Öldürecek sevdan beni
Sevdan beni sevdan beni
Sevdan aldı benden beni
Yüreğime bastın Közü
Tutuşturdun yaktın özü
Kör olsun gönlümün gözü
Öldürecek sevdan beni
Sevdan beni sevdan ben
Sevdan aldı benden beni
Bozbulanık sel gibisin
Deli dolu yel gibisin
BAHATTİNE elgibisin
Öldürecek sevdan beni